
Tanzanya’da Ramazan’ı Yaşarken
-
My journey to Allah 💖 Korean Muslim Couple Love Story live in Morocco
-
رحلتي إلى الله 💖 قصة حب للزوجين الكوريين المسلمين يعيشان بالمغرب
-
عاملة إغاثة إيطالية تعتنق الإسلام رغم خطفها من جماعة إسلامية متشددة، فكيف علق الإيطاليون؟
-
Muslim Chinese Street Food Tour in Islamic China | BEST Halal Food and Islam Food in China
Burada Ramazan Türkiye’de geçirdiğim Ramazanlardan biraz farklı. Memlekette “Nerede o eski Ramazanlar?” deyip andığımız Ramazanlara benzer bir hava içerisinde yaşanır Ramazan ayı. Ramazan’ın bereketi evleri, mescitleri, gönülleri dolduruverir bir anda. Zaten sahip oldukları hemen her şeyi paylaşan Tanzanya Müslümanı evini, aşını daha bir fazla paylaşır birbiriyle Ramazan’da. Müslümanlar öylesine önem verir ki oruç ve Ramazan’a, dokuz yaş ve üzerindekilerin hemen hepsi Ramazan orucunu eda ederler. Okullarda oruç tutan çocuklar için spor derslerine katılmama, yorulup, acıkıp, susayan öğrencilerin istirahatına müsaade etme gibi kolaylıklar tanınır.
Bu mübarek ay, ülkenin gayrimüslimlerince de bilinip, gözlenir. Zira onun bereketi gayrimüslimlere de yansır. Adeta oruç ve ramazan kültürün bir parçasını oluşturur. İsimleri Ramazan, Sauvm (oruç), Rızk olan pek çok Müslüman var. Ramazan ayının başlangıcı ve bitiminde Ay’ın konumu gözlenir. Hilal görülünceye kadar akşamları heyecan ve coşkuyla beklenir. Hilali görenler hemen diğerlerine müjdelerler.

imam camide kuran okuyor morogoro’da tanzanya
Ramazanla birlikte akşamları teravih namazlarıyla dolup taşan camilerden yükselen Kuran sedaları, geç saatlere kadar devam eder. Gece sahur vaktinde de yine Kuran sedalarıyla uyanır insan. Sabah namazına kadar camilerde okunan Kuranlar rahatlıkla evlerden dinlenebilir. Burada toplumsal hoşgörünün en güzel örneği sergilenir aynı zamanda. Ramazan geceleri camilerde mikrofon eşliğinde kılınan namazlar ve okunan Kuranlar civar mahallelerde işitilir. Bazen bütün bir gece sabaha kadar devamlı mikrofondan Kuran okunur. Müslim veya gayrimüslim biri çıkıp rahatsız olduğunu, sesten uyuyamadığını falan söylemez. Bizim memleketimizde günde sadece beş kez okunan ezandan rahatsızlık duyanlara inat, burada ezandan ve sabahlara kadar okunan Kuran’dan rahatsızlık beyan eden bulunmaz. Burada her namaz vakti girince birinci ezan, ardından cemaate davet için ikinci ezan okunur. Dolayısıyla her namaz vakti için iki kez ezan okunmuş olur. Sadece ezanlar değil, namazda okunan sureler, tesbihler ve dualar da etraftan işitilir.
![[PHOTOS] Laylat ul Qadr in Morogoro Tanzania](http://muslimconditions.com/wp-content/uploads/2012/08/photos-laylat-ul-qadr-in-morogoro-tanzania1.jpg?w=300)
Kadir Gecesi Morogono’da Tanzanya

Kadir Gecesi Morogoro sehrinde Tanzanya
Namazın cemaatle mescitlerde kılınması sünnetine çok sıkı bağlıdır Müslümanlar. Öyle ki, cemaate katılmayana fasık gözüyle bakan bile bulunur burada. Sadece erkekler değil hanımlar da cemaatlere katılır. Hatta sabah daha gün doğmadan evinden çıkıp sabah namazına, akşam karanlığında yatsı namazına hazırlanıp mescide giden hanımlar vardır. Cami cemaatlerinin müdavimleri Ramazan ayında bir misli daha artar. Çocuklarını da giydirip, abdest aldırıp, elinden tutup camiye getirir Tanzanyalı Müslümanlar. Bizim de en büyük zevkimiz Ramazan akşamları iftardan sonra çoluk çocuk hazırlanıp camiye koşmak. Her akşam başka bir camide teravihe katılıp, Ramazan boyu camileri geziyoruz. Yeni yüzler, Müslümanlardan değişik insan manzaraları keşfedip, yeni cami arkadaşlıkları ediniyoruz. Bir de Sevahili dilinde yapılan vaazları can kulağıyla dinleyip anlamaya çalışıyor, farklı kıraatlardan hoş sedalı Kuran aşırları dinliyoruz. Rahmetin gökyüzünü kapladığı, gönüllerimizin feyiz ve muhabbetle dolup taştığı namazların sonunda dualara hep birlikte amin derken, din-i İslam-ı mübinin yüceliğini, kıtaları, ırkları, nesilleri birleştiren evrenselliğini müşahede ediyoruz. Siyahıyla, beyazıyla göğe, ama tek ve ortak Rahman’a açılan ellerle, tevhidi haykıran nefeslerin gücünü damarlarımızda hissediyoruz. Duaların bitiminde, hep birden tek bir yürek olup amin derken cemaatleşmedeki rahmeti, bereketi, feyzi yaşıyoruz. Ardından Müslüman kardeşlerimizle musafaha edip, salavatlaşıp evlerimize doğru ayrılırken İslam nimetine, Müslüman bir cemaat içinde bulunma nimetine şükrediyoruz.

Tanzanya’da Erbakan için hatim

Tanzanya’da Erbakan için hatim ve dua
Ramazan’ın son on gününü Kadir gecesini arayarak itikafta geçiriyor Müslümanların pek çoğu. Diğer sünnetler gibi bu sünnet de çok kuvvetle yaşanıyor Tanzanya’nın Müslüman muhitlerinde. İtikafa girecek olanlar hazırlanıp camilere yerleşiyorlar ve on gün boyunca orada kalıp sürekli ibadetle meşgul oluyorlar. Bizler de evlerimizde itikaftakilerin gece sabaha kadar cemaatle kıldıkları namazları dinliyor, yaptıkları ibadet ve dualarından şefaat ümit ederek onlara kalplerimizle iştirak ediyoruz. Bazıları evinde hazırladığı iftar yemeğinden camiye, itikaftakilere götürüyor. Son on günün her gecesi Kadir gecesidir ümidiyle gafletten uzak olmaya gayret edilerek, az yiyip az uyunarak, Kuran, sohbet, ilim ve sair ibadetlerle geçirilmeye çalışılıyor. Bu konuda Müslümanlar birbirlerine de teşvik edici oluyorlar. Böylece bizler de Ramazan’ın feyzini daha bir fazla idrak ediyor, bir ay boyunca adeta kendimizi kirlerden, dünyalık telaş ve anlamsız işlerden, boş ve gereksiz sözlerden arındırıp sadece O’na, bizi yaratan, kulu olduğumuz O Rahman’a yöneliyoruz. Keşke her ay Ramazan olsa ve keşke her Ramazan Tanzanya’nın sıcak bağrına yağan rahmet yağmuru gibi böylesine diriltici, böylesine kuvvetlendirici ve feyizli geçse.

avluda iftar

çayi zamani
İftar sofralarına gelince, ondaki farklılığı, bereketi ve lezzeti anlatmak düşüyor bana yaşadıklarımdan sonra. Efendimiz (sav)’in pek çok sünnetini yaşamlarının bir parçası haline getirmiş Tanzanyalı Müslümanın iftar sofrası da tam anlamıyla sünnete uygun. İftarda az ve hafif yiyip ibadete koşarak, sahurda ise şiddetli sıcak ve terleten nemli havada yaklaşık 13 saat aç ve susuz kalmaya dayanabilmek üzere daha kuvvetli yemeye özen gösteriyorlar. Zaten çoğunlukla iki öğün yemek yemeye alışık olan Tanzanyalı Müslümanlar açlık ve susuzluğa dayanıklı insanlar. Genellikle fakir halkın kahvaltısı yoktur. Gün ortasında birkaç lokma ve yatmadan önce de biraz mısır bulamacı ve fasulye, daha şanslılar ise pirinç pilavı ile et veya balıkla karınlarını doyuran insanların iftar sofraları da çok farklı değil. Genellikle “uji” dedikleri su ve mısır unu ile pişirilen çorba, tatlı patates veya kasava bitkisinin kökünden yapılan bulamaç ve tropikal toprakların en güzel nimeti olan meyveler, muz, mango, ananas, papaya ile kurulan iftar sofraları, fakir Tanzanyalının ziyafeti. İftar sofraları evlerin bahçesine veya avlusuna serilen hasır üzerine kurulur ve gelen geçen herkes de az çok demeden davet edilir. Azığı az, gönlü geniş Tanzanyalının iftar sofrası da böyle paylaşarak bereketlenir, ziyadeleşir. Tatlılı tuzlulu binbir yemekle donatılmış iftar masalarının aksine son derece sade, birkaç çeşit yiyecekle kurulan hasır üzeri iftarları, belki de en leziz ziyafetlerden daha lezzetli ve daha zevklidir burada. Galiba ben de buranın iftarlarına alıştım. Eskisi gibi tarhana çorbasını, yaprak dolmasını, yufka böreğini, zeytini ve de helvayı aramıyorum. Buradaki kardeşlerimle hemdem olunca onların yemek kültürüne ve ağız tadına alıştım zamanla. İftarda taze meyveler, okyanusun kızarmış iri balıkları ve baharatlı pilavlar, tarçınlı veya zencefilli çaylar damak tadım, Tanzanya soframın lezzetleri oldu şimdi. Bu Ramazan ben de bahçemdeki hasır üstünde ağırladım gün boyu oruç tutup akşam üzeri bana uğrayan sevgili arkadaşlarımı, beraber yudumladık çaylarımızı hurma eşliğinde Ramazan akşamlarında. Beraber kıldık aşk namazlarımızı, birleştirdik muhabbet dualarımızı bu Ramazan. Bu Ramazan bir başkaydı benim için. Yalnızlığımın, hasretlerimin, gönül denizimin dalgalarının doruğa yükseldiği bu günlerde, büyüklerimizin “Nerede o eski Ramazanlar?” dedikleri türden eskilere uzanan, feyiz, muhabbet, hasret, gariplik içinde hayatımın en özel, en güzel, en garip Ramazanıydı. Bir başkaydı bu Ramazan.
Kaynak : Tiklayin
Dosya ile ilgili :
Tanzanya’da İslami Hayat ve Müslümanlar
Tanzanya
Afrika
Hicap Hakkında
A hijab is a veil worn by Muslim women in the presence of any male outside of their immediate family, which usually covers the head and chest.

Bir başörtüsü, Müslüman kadınlar tarafından yakın ailelerinin dışında herhangi bir erkeğin yanında, genellikle baş ve göğsü kaplayan bir peçe. Terim, Müslüman kadınların alçakgönüllülük standartlarına uyan herhangi bir baş, yüz veya vücut örtüsünü ifade edebilir.
Afrika
Japonya: Japon Hava Yolları Helal Gıda Kullanacak

Tokyo – Japonya | Ahvâl-i Müslimin
Japonya’nın en büyük hava yolu şirketlerinden olan Japon Hava Yolları tüm uçuşlarında helal gıda kullanacağını duyurdu.
Uluslararası uçuşların helal gıda hazırlama sürecini denetleyen Japan Islamic Trust şirketi tarafından sertifika alındı.
Ayrıca Helal gıda usullerine göre belgelendiğine dair bilgilendirme yapılarak, Müslüman müşterilerin güvenliğini sağlamak amacıyla tamamen değiştirildi.
Afrika
Özbekistan : Toplu İftar Yasağı!

Özbekistan Dini idaresi, hükümete kafe ve restoranlarda yapılan iftarların lüks olduğu banahesiyle toplu iftarların yasaklaması talebinde bulundu.
Özbekistan dini idaresi reis yardımcısı Şeyh Abdülaziz Mansur, “Taşkent şehri belediyesi bizim tavsiyemiz üzerine kafe ve restoranlarda iftar yemekleri organize edilmesini yasakladı. Bu devletin politikası değildir. Peygamberimiz zamanında yoksul insanlar için toplu iftarlar organize ediliyordu. Bugün bu lüks halini aldı. Bundan ötürü bu sene restoranlarda iftar yemekleri verilmeyecek” dedi.
Müslümanların biraraya gelerek ülke hakkında yapabilecekleri konuşmaların fiile dönüşmesinden korkulması üzere yasaklar bu hali aldı.
Azadlık radyosunun haberine göre, Özbekistan’da kafe, restoranlar ve yemekhanelerde toplu halde iftar yemeği organize etmek 2014-2015 yıllarında yasaklanmaya başlandı ve buna katılmayan Özbek vatandaşları radyoya şikayet mektupları gönderdi. Müslümanların biraraya gelerek aralarındaki manevi gücün artmasına mani olunduğu belirtildi.
BM son yayınladığı rapora göre Özbekistan’ın %20’si fakirlik sınırının altında yaşamını sürdürmekte %75’i yetersiz bütçe ve ülkenin fakir bölgelerinde yaşamaktadır. Ve yine ülkeleri hukuki, siyasi ve ekonomik alanlarda analiz eden bir rapora göre listenin en sonunda Kuzey Kore ve bir önceki sırada ise Özbekistan yer almaktadır.
Afrika
Bangladeş : Cemaati İslami’nin finansör kurucusu “Mir Kasım Ali”

Dünyadaki Müslümanların Yaşam koşulları – Bangladeş
BİYOGRAFİSİ
Mir Tayyip Ali ve Rabia Begüm’ün oğlu olan Mir Kasım Ali 31 Aralık 1952’de Bangladeş’in ortasındaki Munshidangi Sutalori bölgesinde doğdu. 1967’de Chittagong Collegiate İslami Okulu’ndaki eğitimi sırasında Chhatra Sangha (ICS) isimli İslami öğrenciler koluna katıldı.
1977’de Doğu Pakistan “Bangladeş” ismini almadan ve Doğu Pakistan İslami öğrenciler koluna genel sekreter olmadan önce 6 Kasım 1971 tarihinde Chittagong eyaleti birimlerinde ve üniversitesinde İslami öğrenciler koluna başkan olarak seçildi.
Üstad Mir Kasım Ali , m.1980 senesinde Cemaati İslamî’ye aktif olarak katıldı ve ” Nur İslam Bülbül” bünyesinde kurulan üniversitenin içindeki Cemaati İslami’nin siyasi bir kolu olan islami partinin lideri oldu.
Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması sırasında Suudi Arabistan ,Çin ve Amerika desteğini alan Bangladeşli isyancılar, “ayrılma savaşı” veya “bağımsızlık savaşı” olarak adlandırılan savaşa karşı çıktılar.Son anda Pakistan ordusunu desteklediklerini ilan etmiş olsalar da ne var ki ayrılığı önlemeye yönelik herhangi fiili bir destek sağladiklarına dair bir delil bulunmamakta.
Şeyh Abdülkadir Molla’yı astıkları gibi Mir Kasım Ali ve meslektaşları “Muti er-Rahman Nizamî” ve ” Ali İhsan Muhammed Mücahit” ‘i de asmak için haklarında uydurma haberler yayıldı. “Bedir” milislerini kurduklarina ve başına Mir Kasım Ali’nin getirildiğine dair iddialar bu fabrikasyonların arasında. Bu suçlamaları gündeme getiren grubun “Laik Avami Partisi” olduğu ortaya çıktı.
Mir Kasım Ali ayrıldıktan sonra Chittagong şehrinde Cemaati İslamî’nin yönetimini devraldı.Daha sonra ülkeyi terketmeye zorlandı,Arabistan’a giderek orada 4 yıl kaldı.Laik Avami Partisi lideri “Mucib er-Rahman” ‘ın çıkardığı genel afla ülkeye geri döndü.Cemaati İslamî’ye haznedar oldu ve ardından Suudi Arabistan’la İslami bağlantısı olan cemaatin temsilcisi oldu.Cemaatin merkezî uygulama biriminde tarihçi olarak görev yaptı.Öyle ki bu İslami partide karar alma bakımından en yüksek heyetti.
Mir Kasım Ali, çeşitli örgütlerde sanayii ve hayır kurumlarında idarî konuma yükseldi.
Onları söyleyecek olursak:
1.Hayır Alanında
´- Fuad el-Hatib hayır kurumunda sekreter
-Bangladeş’te çeşitli özellikteki ajanslarda başkanlık
2.İdari Alanda
-Allame İkbal Sangsad Kurumunda
-Chittagong İslam Üniversitesi’nde
-Daru’l İhsan Üniversitesi’nde
-Barış Araştırmaları ve Stratejileri Merkezinde
3.Ziraat Alanında
-Güvenilir Endüstriyel Tarım Şirketi (Agro İndustrial Trust) ‘nde başkanlık

“Agro Industrial Trust” sirket in simgesi
4.Finans Alanında
-İslamî Finans Kurumu’nda sekreterlik
-Bangladeş’teki belirli bankalarda kuruculuk
Bangladeş’e dönüşünden sonra 1975’te Rajihi Suudi bankası ile baglantısı olan “IBBL” Bangladeş İslam Bankası kuruldu.Bu banka Emirlikler Katar ve Kuveyt arasinda %60 oranında büyük bir kar payına sahip.
Bangladeş Bankası, Bangladeş elçisi Fuat el-Hatib’in Faysal bin Abdülaziz el-Suud’un ziyaret etmesinin ardından faaliyet göstermeye başladı. Sonrasında Mir Kasım Ali bankanın müdürü konumuna geldi. Bu mevki sayesinde hayır projeleri yapıp cemaate hizmet eden ticari ve ekonomik imparatorluklar kurdu. Güney Asya’daki en iyi 3 bankadan biri olmak için çabaladı.
Bu banka Cemaati İslami ve Bangladeş dışındaki diğer cemaatlerin ana sermaye ve finans kaynağı sayılır.
Mir Kasım Ali’nin bu alandaki calışmaları dur durak bilmedi. Aksine Burma’daki cihatçı islami grupların ve Afganistanlı mücahitlerin desteğiyle daha da ivme kazandı. (2011)
HSBC Bankası’nın %8 gibi bir oranından daha önce adı geçen iki ülkedeki mücahitlere zekat veriliyordu.Tahsis edilen bu meblağ daha sonra yasaklandı. Bu durum Amerika ihtiyarlar heyetine kadar ulaştı.
Söylenenlere ek olarak Mir Ali, Bangladeş’te yaşayan fakir ve orta kesimin ulaşım, sağlık ve mali ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir ekonomik ağ kurdu. Ve bunların hepsi sivil toplum örgütleriyle mümkün oldu. 2005 yılında yapılan istatistikler Cemaati İslama bağlı olan bu kurumların Bangladeş parasıyla 1.200 kurur ya da yıllık 150 milyon dolar kadar kazanç sagladığını kaydetti.
30 hayır kurumuna ek olarak Kuzey Afrika ve Arap Körfezi’ne işçi gönderilmesine ve 14 bankanin desteğine karsilik Al-Nihvan ve Kuveyt Yardım Fonu’nu destekledi.
5.İlaç sanayisinde
–İbni Sina İlaç Şirketi’nde satış müdürü olarak çalıştı.
6-Medya Alanında
–Daily Naya Diganta dergisini kurdu.
2005 yılında yayın hayatına başlayan ve günde 125 binden fazla satan “Daily Naya Digata” dergisinin kurucu finansörü addediliyor.
Diganta uydu kanalı
2007’de temeli atıldı ardından 8 Agustos 2008’de Apstar 2R uydusu TV ve uydu yayinina başladı.Kanal, küresel ölçekte izleyiciye hizmet vermek için 2012’de direkt yayina başladı.
Diganta kanalinda , çeşitli kültürel programların yer aldığı 8 ila 16 saat süren diyaloglar ve haber programları bulunmaktadır.
7.Turizm Alanında
KEARI Şirketi’nin sahibi
MAHKEME
2009 yılının başlarında Bangladeş hükümeti’nin başına Laik Halk Partisi lideri ” Şeyh Hüseyin Vacid” geçti.Başa gelen bu parti, 1971’deki ayrım olaylarinı incelemek üzere “Ulusal Savaş Mahkemesi”ni kurdu.
Mahkemenin kurulmasının ardından Mir Kasım Ali dahil Cemaati İslami’nin öne çıkan şahısların mahkemesi yapıldı ve 25 kasım 2012’de yapılan mahkemenin ardından 17 Haziran 2012’de tutuklandı.
Hapishane İdaresi’nin 24.12.2012 pazartesi günü çıkardığı kararla Mir Kasım kaldığı merkezî hapishaneden başkentin dışındaki kashimbur hapishanesine nakledildi.
Geçen kasım ayında Bangladeş Savaş Mahkemesi Mir Kasım Ali hakkında idam kararı verdi ve Mir Kasım 1971’de Pakistan’ın doğu bölgesindeki ayrılma savaşı olaylarında “bağımsız Bangladeş” çagrısına teşvik eden bazi Bangladeşli gruplara ve hinduistlere işkence etmek ve onları öldürmekle suçlanıyor.Bu hüküm geçtiğimiz ekim ayının 23’ünde (92 yasında) hapishanede vefat eden Cemaati İslami’nin eski lideri Gulam Azam, eski bakan Muti er-Rahman ve cemaatin başkanının idam edilmesinden hemen sonra geldi.
Laik güçler Şeyh Hüseyin Vecid’in hükümetin başına geçtiğinden beri islamciların uzaklaştırılması yönünde çaba sarfediyorlar.
1971’de işlenen savaş suçlarını incelemek üzere mahkeme kurulmuş olsa da ne var ki Cemaati İslami üyelerinin bu suçu işlediğine dair hiçbir delil bulunmamakta.
Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Seyyid Mahmud Sultan Seymen, mahkeme salonunda genel parlamentonun Cemaati İsalmî’nin 14 suç işlediğini ve 33 tanığın bulunduğunu açıkladı.
Suçlamalar aşağıdaki gibi:
- Suçlama
Mir Kasım Ali’nin 8 Kasım 1971’de kurulan Cemaat-i Bedr’in liderliğinde Ömer İslam Şadrevi olarak adlandırılan kişinin “Sakta Gat” bölgesinden alıp birçok yerde işkence yapmasıdır.Bu yerlerden birkaç tanesi de şehrin kalbi olan Dalm Oteli ve Basilaich emniyet merkezindeki deri depolarından biri.
- Suçlama
19 Kasım 1971’de Lütfi er-Rahman olarak adlandırılan kişinin Sakta Gat bölgesinden alinip Dalm Oteli’ne götürülerek işkence yapılması
3.Suçlama
Aynı yıl 22-23 kasımda Cihangir el-Şadri olarak adlandırılan kişinin Codmptila bölgesinden alınıp işkencenin merkezi olan Dalm Oteli’ne götürülmesi
4.Suçlama
Selahaddin Han olarak adlandırılan kişinin Damlmorinj’deki evinden alınıp işkence edilmek üzere Dalm Oteli’ne götürülmesi
5.Suçlama
Aynı yılın 25 kasımında Abdulcebbar olarak adlandırılan kişiye işkence edilip ateş açılması
6.Suçlama
Chittagong şehrinde Harun Reşid olarak adlandırılan çay satıcısının kaçırılıp işkence edilmek üzere Dalm Oteli’ne götürülmesi.
7.Suçlama
Mir Kasım Ali’nin örgütlediği Sayilari 7 veya 8 kişiyi bulan gencin Senallah Şadrevi ve bir başka genci Damlmirinj’den kaçırıp işkence etmek üzere Dalm Oteli’ne götürmesi.
8.Suçlama
29 kasım gecesi Nur’ul Kudüs ve 4 diğer kişinin Dalm Oteli’nde işkence görmesi.
9.Suçlama
29 kasım gecesi Seyyit Ümran ve 6 kişinin kaçırıldıktan sonra Dalm Oteli’nde işkence görmesi
10.Suçlama
Mir Kasım’ın direkt emriyle Muhammed Zekeriya olarak adlandırılan adamın ve beraberindeki 4 kişinin kaçırılıp işkence görmeleri.
11.Suçlama
Ceşmittin olarak adlandırılan kişinin ve beraberindeki 6 kişinin kaçırılıp işkence görmeleri
12.Suçlama
Cihangir Şadrevi olarak adlandırılan kişinin ve beraberindeki 2 kişinin kaçırılması
13.Suçlama
Snell Kanti olarak adlandırılan kişinin kaçırılıp işkence görmesi
14.Suçlama
Nasrudsun Şevdi olarak adlandırılan kişinin kaçırılıp işkence edilmesi
Cemaati İslamî’nin Konumu ve Durumu
Cemaati İslamî’nin Lideri Şeyh Mahmud adına yaptığı açıklamada:
– Bangladeş Yerel Ceza Mahkemesi’nin verdiği Cemaati İslamî’nin üyeerinden biri olan iş adamı Mir Kasım Ali’ye verilen idam hükmünü şiddetle kınadığını.
-Bangladeş’in Pakistan’dan ayrıldığı Bağımsızlık Savaşı sırasında Kasım Ali’nin insanlık ve savaş suçu işlediğine dair yöneltilen suçlamaların haksız suçlamalar olduğunu.
-Bu adil olmayan ,haksız ,zalimce kararları protesto etmek üzere gelecek perşembe sabah 06:00’dan ertesi sabah 06:00’a kadar sürecek olan ülke genelinde yapılacak olan protesto gösterilerinin yapılacağını bildirdi ve şunları ekledi.
-Bu zalim,faşist ,otoriter ve diktatör hükümet , Cemaati İslami’nin liderlerine karşı uydurma iddialarını yükseltiyor.
-Savcının sunduğu belgelerde Muti Abdurrahman Nizami ve Mir Kasım Ali’nin ismi yoktur. Bundan ziyade Mir Kasım Ali,belgelerde ismi geçen ; suçun islendiği zaman dilimlerinde ve iddia edilen yerlerde hiç bulunmadı.Açıkçası Mir Kasım Ali, o vakitlerde başkent Dakka’da kalıyordu ; suçların işlendiği Chittagong şehrinde değil. Mir Kasım Ali Dakka’da kaldığını ispat etti ama hükümet bunu kabul etmeyip çıkarılan sarı sayfalarda buna yer verdi ve idamına karar verdi.
Afrika
Türkiye: Süleymaniye Camii

Süleymaniye Camii, I. Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında İstanbul’da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir.
Mimar Sinan’ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, medrese, kütüphane, hastane, hamam, imaret, hazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilmiştir.
Evliya Çelebi, Süleymaniye Külliyesinin Belgrad, Malta ve Rodos Seferlerinden elde edilen gelirle yapıldığını söyler. Yapımına başlanmadan önce çok büyük bir külliye olması sebebiyle bakımlarının ve günlük işlerdeki giderlerinin karşılanması için vakfiye hazırlanmıştır. Aynı zamanda inşaat aşamasında çalışacak yüzlerce kişi de inşaat başlamadan evvel ayarlanmıştır. Normal zamanlarda 700 kişinin burada çalıştığı söylenmektedir. Yaz vakitlerinde bu sayı 1000e çıkmakla birlikte bazen hava koşullarından ötürü hiç inşaat faaliyeti olmamıştır. Caminin açılışı Kanuni Sultan Süleyman’ın isteğiyle Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.
II. Mehmet’in İstanbulu fethi ile İstanbul’da Osmanlı mimarisi boy göstermeye başlamıştır. Her padişah kendi iktidar dönemini hatırlatacak bir yapı bırakan geleneğin sürdürücüsü olmuştur. Bunların ilki II.Mehmet(Fatih Sultan Mehmet) ‘in yaptırdığı Fatih Külliyesi, ardınan II.Beyazıt’ı yansıtan Beyazıt Külliyesi ve daha sonra da Süleymaniye Külliyesi gelir.
Süleymaniye Camiin planı avlu ve asıl caminin olduğu iki kareden oluşan bir dikdörtgen şeklindedir. Avlunun zemini mermer döşelidir. En önemli süslemelerden biri çinilerdir. Üzerinde ayetlerin yer aldığı çiniler ünlü hattat Karahisarlı Ahmet’in eseridir.
Caminin dört köşesinde dört minare yer alır. Bu Kanuni’nin fetihten sonraki dördüncü padişah olduğunu yansıtır. Caminin en önemli özelliklerinden biri de akustiktir. Büyük kubbenin bir yanında duyulan hafif bir ses Caminin her yerinden duyulur.Mimar Sinan bunu her kubbeyi çift yaparak ve ana kubbeye 64 küp yerleştirerek sağlamıştır. Aynı zamanda camide hava akımını ve temizliğini sağlayan özel bir sistem mevcuttur.