![](https://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2013/09/1-2.jpg)
Japon : “Uşitaru Abdulhalim” İlk Müslüman Japon
-
My journey to Allah 💖 Korean Muslim Couple Love Story live in Morocco
-
رحلتي إلى الله 💖 قصة حب للزوجين الكوريين المسلمين يعيشان بالمغرب
-
عاملة إغاثة إيطالية تعتنق الإسلام رغم خطفها من جماعة إسلامية متشددة، فكيف علق الإيطاليون؟
-
Muslim Chinese Street Food Tour in Islamic China | BEST Halal Food and Islam Food in China
Uşitaru Abdulhalim olmuştu… Sene 1891… Japon ailelere yardım için İstanbul’a gelmişti. Onu da gene biz Müslüman edememişiz!
Ertuğrul Firkateyni ilk!
1868 yılında Asya’da iki bağımsız ülke vardı. Bunlardan birisi Osmanlı diğeriJaponya’ydı. Her ikisi de batılı ülkelerin baskısına maruz kalmaktaydı. Bunun için her ikisi de birbirine yakınlaştı ve çeşitli ziyaretler gerçekleştirdiler. Bunlardan en önemlisi 1890 yılında içinde 600 Osmanlı askeri bulunan Sultan Abdulhamit’in gönderdiği Ertuğrul adlı gemiyle yapılan Japonya ziyaretidir. Bu gemi dönüşte henüz Japon sahillerinden yeni ayrılmışken, Osaka’ya yakın bir bölgede şiddetli bir tayfuna yakalanmış ve Sultan’ın kardeşi ve Osman Paşa da dâhil olmak üzere 550’den fazla kişişehit olmuştur.
Kurtulanlar Japon gemileri ile İstanbul’a gönderilmiş şehit olanlar ise Japonya’ya defnedilmiş ve bir de onlar için şehitlik inşa edilmiştir. Japonlar ve Türkler her beş senede bir burada anma merasimi düzenlemeye devam etmektedir.
İlk Japon Müslümanlar
Kazadan bir yılsonra Uşitaru Noda adlı genç bir Japon gazeteciJapon halkından şehit aileleri için yardım toplama işine girişmiş ve ardından 1891 yılında İstanbul’a gitmiştir.
Topladığı yardımları Osmanlı makamlarına iletmiş ve Sultan Abdulhamid’le görüşmüştür. İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde Abdullah Gulliam isminde İngiliz asıllı bir Müslümanla tanışmış ve onun vesilesi ile Müslüman olmuştur. Daha sonra Abdulhalim Noda ismini alan bu genç ilk Japon Müslüman olarak kabul edilmektedir.
1893 yılında yine şehit ailelerine yardım getiren Yamada isimliJapon bir genç de İstanbul’da Müslüman olur ve Abdulahalil ismini alır. Bu da ikinciJapon Müslümandır. Üçüncü Japon Müslüman ise eskiden Hıristiyan olan ve ticaretle uğraşan Ahmet Ariga’dır. 1900 yılında Bombay şehrinde bir mescidi ziyaret etmiş ve etkilenerek Müslüman olmuştur. Bu zat daha sonra kendisi de bir tebliğci olmuştur.
Abdurreşid İbrahim ve Muhammed Bereketullah
1909 yılında Rusya’dan seyyah ve davetçi Müslüman Abdureşid İbrahim Japonya’ya gelerek tebliğ çalışmalarına başlamıştır. Altı aylık ikametisırasında çiftçisinden bakanına kadar pek çok Japonla bir araya gelmiş ve onun aracılığıyla mütefekkir, gazeteci ve genç subaylardan seçkin bir grup Müslüman olmuştur. Bu seyahatinden sonra da çok kıymetli bir eser yazmıştır.
1909 ve 1912 yılları arasında Japonya’ya gelen Hindistanlı Muhammed Bereketullah da Japonya’da pek çok insanın Müslüman olmasına vesile olan bir kişidir. Çıkardığıİslam Kardeşliği adındaki dergiyle Japonya’da ilk tohumları atanlardan olmuştur.
Tokyo’da ilk camii
1930’lu yıllarda Rusya’daki komünist rejimden kaçan Müslüman Tatar göçmenleriJapon şehirlerine yerleşmişlerdir. Abdulhay Kurban Ali de bu tatarların dini liderlerinden biridir. Japonya’da Arap harfleri ile Tatarca dini kitapların basıldığı bir matbaa kurmuştur. Orada Kur’an-ı Kerim’i de tab ettirmiştir. Japon makamlarıyla ilişkilerini kuvvetlendirmiş ve bu sayede 1938 yılında Tokyo’da ilk camiinin inşaatını gerçekleştirmiştir. Davetçi Abdurreşid İbrahim 1933 yılında tekrar Japonya’ya gelmiş Müslüman göçmenlerin sevk ve yönetimi konusunda Kurban Ali’ye yardımcı olmuştur.
60 ve 70’li yıllar
1960’lı yıllara kadar tebliğ cemaatiJaponya’da çeşitlifaaliyetlerde bulundular. 1961 yılında içlerinde
Salih Es Semerrai’nin de bulunduğu Japonya’ya İslam ülkelerinden gelen öğrenciler Müslüman Öğrenciler Derneği’ni kurdular. Bu dernek bir komisyon kurarak birtakım faaliyetlerde bulunmuştur: Ömer Mita’nın kaleme aldığıİslam ile ilgili makaleler kaleme alındı. Mevdudi’nin İslam Nedir adlı kitabı tercüme edilerek basıldı. Japonya’da İslam’ın Sesi gazetesine destek olundu. Japon gençlerin eğitim için El Ezher’e gitmesi sağlandı. Tebliğ cemaatinin faaliyetlerisekteye uğrayınca onların yerine davet toplantıları düzenlendi. Prof. Abdulkerim Sayto İslam dünyası ile
tanıştırıldı. Bu faaliyetleri kardeş Kuveyt ciddi maddi yardımlarla desteklemiştir.
1970 yılında Kral FaysalJaponya’yı ziyaret etti. Müslüman Öğrenciler DerneğiBaşkanı Dr Abdulbasıt Es Sıbai ile de görüştü. Sıbai, kraldan o sırada Riyad’da profesör olan Es Semerrai’yi tebliğ faaliyetleri için Japon’ya göndermesini istedi. Kral 1973’te bu isteğini kabul etti diğer beş kişi ile beraber İslam’ı yaymaları için japonya’ya gönderdi. Merhum Kral merhum Ömer Mita’nın yapmış olduğu ilk Japonca Kur’an mealinin basımının takipçisi oldu. Ne zaman yeni bir baskıya ihtiyaç duyulsa finansman yolladı.
1986 yılında Tokyo Camii yeni bir camii inşa etmek amacıyla Müslümanların gözyaşları eşliğinde yıkılmıştır. Kardeş Türklerin de katkılarıyla 2000 yılında Osmanlı tarzında büyük bir
camii inşa edilmiştir. Bu camiinin işletme masraflarını ve imam müezzin masraflarını halen Diyanet İşleriBaşkanlığıfinansa etmektedir.
Japonya’da son durum
Japonya’da onlarca mescit ve yüzü geçkin Müslüman derneği var. Bunlar vesilesiyle çok sayıda Japon her geçen gün Müslüman olmaktadır. Şuan bir sayım yapılmamakla birlikte Japonya’da 100 bin Japon 300 bin de diğer milletlerden Müslümanın bulunduğunu tahmin ediyoruz. Fakat kesin olan Japon Müslümanların sayısının gün be gün arttığı, Japon halkının İslam’a en yakın halklardan biri olduğu ve bu dine hürmet gösterdikleri gibiİslam’ı kendi örf ve adetleriyle uyuşan bir din olarak gördükleri gerçeğidir.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bir Japon İslam’ı araştırırken onun kendi toplumunun hayatına tatbik ettiği değerlerle zaten uyumlu olduğunu fark ediyor, akabinde daha da ilgiyle inceliyor ve Allah celle celalüh de hidayet ihsan ederse hoşuna giden bu dine kolaylıkla giriveriyor.
Japon Savaşçı Samuray’ın özellikleri
Samuray adı verilen Japon savaşçılarından Japon halkına miras kalan değerleri aktaran bir vesika dikkatimi çekti. Japonya’daki Sudan büyükelçisi ve İslam merkezi idarecilerinden Dr. Musa Muhammed Ömer, Müslüman Gençler Derneği’nin bir toplantısında yaptığı konuşmada Samuray’ın özelliklerinişöyle sıralamıştır:
– İyilikleri unutmaz.
– İçki, zina ve aşırı yemekten uzak durur.
– Ebeveynine hürmet gösterir, itaat eder ve ne yaparsa yapsınlar memnuniyetsizlik göstermez.
– Ellerini ve ayaklarınısabah akşam yıkar. Sıcak banyo yapar. Beden temizliğine ve görünümüne önem verir.
– Kendisini ilgilendirmeyen şeylerden uzak durur, o konuyla ilgili konuşmaz.
– Tasvip edilen şeylerle ve hayır işleri ile meşgul olur. Yanlışlardan ve kötü şeylerden kaçınır.
– İnsanlardan ve mahcup olmaktan korkmaz, kendinden emindir.
– Her anını bir şeyler öğrenerek ve istifade ederek, faydalışeylerle geçirmeye çalışır.
– Şerefli bir şekilde hayat sürer, paspal bir hayatı tasvip etmez. Başkalarına yük olmaz.
– Kötü karakterli insanlarla arkadaşlık etmez.
Aydın Başar haber verdi
Afrika
Hicap Hakkında
A hijab is a veil worn by Muslim women in the presence of any male outside of their immediate family, which usually covers the head and chest.
![](https://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2017/07/original.jpg)
Bir başörtüsü, Müslüman kadınlar tarafından yakın ailelerinin dışında herhangi bir erkeğin yanında, genellikle baş ve göğsü kaplayan bir peçe. Terim, Müslüman kadınların alçakgönüllülük standartlarına uyan herhangi bir baş, yüz veya vücut örtüsünü ifade edebilir.
Afrika
Japonya: Japon Hava Yolları Helal Gıda Kullanacak
![](https://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2016/06/japonya-tokyo-ahvali-muslimin-1-scaled.jpg)
Tokyo – Japonya | Ahvâl-i Müslimin
Japonya’nın en büyük hava yolu şirketlerinden olan Japon Hava Yolları tüm uçuşlarında helal gıda kullanacağını duyurdu.
Uluslararası uçuşların helal gıda hazırlama sürecini denetleyen Japan Islamic Trust şirketi tarafından sertifika alındı.
Ayrıca Helal gıda usullerine göre belgelendiğine dair bilgilendirme yapılarak, Müslüman müşterilerin güvenliğini sağlamak amacıyla tamamen değiştirildi.
Afrika
Özbekistan : Toplu İftar Yasağı!
![](https://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2016/06/ozbekistan.jpg)
Özbekistan Dini idaresi, hükümete kafe ve restoranlarda yapılan iftarların lüks olduğu banahesiyle toplu iftarların yasaklaması talebinde bulundu.
Özbekistan dini idaresi reis yardımcısı Şeyh Abdülaziz Mansur, “Taşkent şehri belediyesi bizim tavsiyemiz üzerine kafe ve restoranlarda iftar yemekleri organize edilmesini yasakladı. Bu devletin politikası değildir. Peygamberimiz zamanında yoksul insanlar için toplu iftarlar organize ediliyordu. Bugün bu lüks halini aldı. Bundan ötürü bu sene restoranlarda iftar yemekleri verilmeyecek” dedi.
Müslümanların biraraya gelerek ülke hakkında yapabilecekleri konuşmaların fiile dönüşmesinden korkulması üzere yasaklar bu hali aldı.
Azadlık radyosunun haberine göre, Özbekistan’da kafe, restoranlar ve yemekhanelerde toplu halde iftar yemeği organize etmek 2014-2015 yıllarında yasaklanmaya başlandı ve buna katılmayan Özbek vatandaşları radyoya şikayet mektupları gönderdi. Müslümanların biraraya gelerek aralarındaki manevi gücün artmasına mani olunduğu belirtildi.
BM son yayınladığı rapora göre Özbekistan’ın %20’si fakirlik sınırının altında yaşamını sürdürmekte %75’i yetersiz bütçe ve ülkenin fakir bölgelerinde yaşamaktadır. Ve yine ülkeleri hukuki, siyasi ve ekonomik alanlarda analiz eden bir rapora göre listenin en sonunda Kuzey Kore ve bir önceki sırada ise Özbekistan yer almaktadır.
Afrika
Bangladeş : Cemaati İslami’nin finansör kurucusu “Mir Kasım Ali”
![](https://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2014/12/mir-kasem-ali.jpg)
Dünyadaki Müslümanların Yaşam koşulları – Bangladeş
BİYOGRAFİSİ
Mir Tayyip Ali ve Rabia Begüm’ün oğlu olan Mir Kasım Ali 31 Aralık 1952’de Bangladeş’in ortasındaki Munshidangi Sutalori bölgesinde doğdu. 1967’de Chittagong Collegiate İslami Okulu’ndaki eğitimi sırasında Chhatra Sangha (ICS) isimli İslami öğrenciler koluna katıldı.
1977’de Doğu Pakistan “Bangladeş” ismini almadan ve Doğu Pakistan İslami öğrenciler koluna genel sekreter olmadan önce 6 Kasım 1971 tarihinde Chittagong eyaleti birimlerinde ve üniversitesinde İslami öğrenciler koluna başkan olarak seçildi.
Üstad Mir Kasım Ali , m.1980 senesinde Cemaati İslamî’ye aktif olarak katıldı ve ” Nur İslam Bülbül” bünyesinde kurulan üniversitenin içindeki Cemaati İslami’nin siyasi bir kolu olan islami partinin lideri oldu.
Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması sırasında Suudi Arabistan ,Çin ve Amerika desteğini alan Bangladeşli isyancılar, “ayrılma savaşı” veya “bağımsızlık savaşı” olarak adlandırılan savaşa karşı çıktılar.Son anda Pakistan ordusunu desteklediklerini ilan etmiş olsalar da ne var ki ayrılığı önlemeye yönelik herhangi fiili bir destek sağladiklarına dair bir delil bulunmamakta.
Şeyh Abdülkadir Molla’yı astıkları gibi Mir Kasım Ali ve meslektaşları “Muti er-Rahman Nizamî” ve ” Ali İhsan Muhammed Mücahit” ‘i de asmak için haklarında uydurma haberler yayıldı. “Bedir” milislerini kurduklarina ve başına Mir Kasım Ali’nin getirildiğine dair iddialar bu fabrikasyonların arasında. Bu suçlamaları gündeme getiren grubun “Laik Avami Partisi” olduğu ortaya çıktı.
Mir Kasım Ali ayrıldıktan sonra Chittagong şehrinde Cemaati İslamî’nin yönetimini devraldı.Daha sonra ülkeyi terketmeye zorlandı,Arabistan’a giderek orada 4 yıl kaldı.Laik Avami Partisi lideri “Mucib er-Rahman” ‘ın çıkardığı genel afla ülkeye geri döndü.Cemaati İslamî’ye haznedar oldu ve ardından Suudi Arabistan’la İslami bağlantısı olan cemaatin temsilcisi oldu.Cemaatin merkezî uygulama biriminde tarihçi olarak görev yaptı.Öyle ki bu İslami partide karar alma bakımından en yüksek heyetti.
Mir Kasım Ali, çeşitli örgütlerde sanayii ve hayır kurumlarında idarî konuma yükseldi.
Onları söyleyecek olursak:
1.Hayır Alanında
´- Fuad el-Hatib hayır kurumunda sekreter
-Bangladeş’te çeşitli özellikteki ajanslarda başkanlık
2.İdari Alanda
-Allame İkbal Sangsad Kurumunda
-Chittagong İslam Üniversitesi’nde
-Daru’l İhsan Üniversitesi’nde
-Barış Araştırmaları ve Stratejileri Merkezinde
3.Ziraat Alanında
-Güvenilir Endüstriyel Tarım Şirketi (Agro İndustrial Trust) ‘nde başkanlık
!["Agro Industrial Trust" sirket in simgesi](http://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2014/12/مير-قاسم-علي-mir-quasem-ali-1-3.jpg)
“Agro Industrial Trust” sirket in simgesi
4.Finans Alanında
-İslamî Finans Kurumu’nda sekreterlik
-Bangladeş’teki belirli bankalarda kuruculuk
Bangladeş’e dönüşünden sonra 1975’te Rajihi Suudi bankası ile baglantısı olan “IBBL” Bangladeş İslam Bankası kuruldu.Bu banka Emirlikler Katar ve Kuveyt arasinda %60 oranında büyük bir kar payına sahip.
Bangladeş Bankası, Bangladeş elçisi Fuat el-Hatib’in Faysal bin Abdülaziz el-Suud’un ziyaret etmesinin ardından faaliyet göstermeye başladı. Sonrasında Mir Kasım Ali bankanın müdürü konumuna geldi. Bu mevki sayesinde hayır projeleri yapıp cemaate hizmet eden ticari ve ekonomik imparatorluklar kurdu. Güney Asya’daki en iyi 3 bankadan biri olmak için çabaladı.
Bu banka Cemaati İslami ve Bangladeş dışındaki diğer cemaatlerin ana sermaye ve finans kaynağı sayılır.
Mir Kasım Ali’nin bu alandaki calışmaları dur durak bilmedi. Aksine Burma’daki cihatçı islami grupların ve Afganistanlı mücahitlerin desteğiyle daha da ivme kazandı. (2011)
HSBC Bankası’nın %8 gibi bir oranından daha önce adı geçen iki ülkedeki mücahitlere zekat veriliyordu.Tahsis edilen bu meblağ daha sonra yasaklandı. Bu durum Amerika ihtiyarlar heyetine kadar ulaştı.
Söylenenlere ek olarak Mir Ali, Bangladeş’te yaşayan fakir ve orta kesimin ulaşım, sağlık ve mali ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir ekonomik ağ kurdu. Ve bunların hepsi sivil toplum örgütleriyle mümkün oldu. 2005 yılında yapılan istatistikler Cemaati İslama bağlı olan bu kurumların Bangladeş parasıyla 1.200 kurur ya da yıllık 150 milyon dolar kadar kazanç sagladığını kaydetti.
30 hayır kurumuna ek olarak Kuzey Afrika ve Arap Körfezi’ne işçi gönderilmesine ve 14 bankanin desteğine karsilik Al-Nihvan ve Kuveyt Yardım Fonu’nu destekledi.
5.İlaç sanayisinde
–İbni Sina İlaç Şirketi’nde satış müdürü olarak çalıştı.
6-Medya Alanında
–Daily Naya Diganta dergisini kurdu.
2005 yılında yayın hayatına başlayan ve günde 125 binden fazla satan “Daily Naya Digata” dergisinin kurucu finansörü addediliyor.
Diganta uydu kanalı
2007’de temeli atıldı ardından 8 Agustos 2008’de Apstar 2R uydusu TV ve uydu yayinina başladı.Kanal, küresel ölçekte izleyiciye hizmet vermek için 2012’de direkt yayina başladı.
Diganta kanalinda , çeşitli kültürel programların yer aldığı 8 ila 16 saat süren diyaloglar ve haber programları bulunmaktadır.
7.Turizm Alanında
KEARI Şirketi’nin sahibi
MAHKEME
2009 yılının başlarında Bangladeş hükümeti’nin başına Laik Halk Partisi lideri ” Şeyh Hüseyin Vacid” geçti.Başa gelen bu parti, 1971’deki ayrım olaylarinı incelemek üzere “Ulusal Savaş Mahkemesi”ni kurdu.
Mahkemenin kurulmasının ardından Mir Kasım Ali dahil Cemaati İslami’nin öne çıkan şahısların mahkemesi yapıldı ve 25 kasım 2012’de yapılan mahkemenin ardından 17 Haziran 2012’de tutuklandı.
Hapishane İdaresi’nin 24.12.2012 pazartesi günü çıkardığı kararla Mir Kasım kaldığı merkezî hapishaneden başkentin dışındaki kashimbur hapishanesine nakledildi.
Geçen kasım ayında Bangladeş Savaş Mahkemesi Mir Kasım Ali hakkında idam kararı verdi ve Mir Kasım 1971’de Pakistan’ın doğu bölgesindeki ayrılma savaşı olaylarında “bağımsız Bangladeş” çagrısına teşvik eden bazi Bangladeşli gruplara ve hinduistlere işkence etmek ve onları öldürmekle suçlanıyor.Bu hüküm geçtiğimiz ekim ayının 23’ünde (92 yasında) hapishanede vefat eden Cemaati İslami’nin eski lideri Gulam Azam, eski bakan Muti er-Rahman ve cemaatin başkanının idam edilmesinden hemen sonra geldi.
Laik güçler Şeyh Hüseyin Vecid’in hükümetin başına geçtiğinden beri islamciların uzaklaştırılması yönünde çaba sarfediyorlar.
1971’de işlenen savaş suçlarını incelemek üzere mahkeme kurulmuş olsa da ne var ki Cemaati İslami üyelerinin bu suçu işlediğine dair hiçbir delil bulunmamakta.
Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Seyyid Mahmud Sultan Seymen, mahkeme salonunda genel parlamentonun Cemaati İsalmî’nin 14 suç işlediğini ve 33 tanığın bulunduğunu açıkladı.
Suçlamalar aşağıdaki gibi:
- Suçlama
Mir Kasım Ali’nin 8 Kasım 1971’de kurulan Cemaat-i Bedr’in liderliğinde Ömer İslam Şadrevi olarak adlandırılan kişinin “Sakta Gat” bölgesinden alıp birçok yerde işkence yapmasıdır.Bu yerlerden birkaç tanesi de şehrin kalbi olan Dalm Oteli ve Basilaich emniyet merkezindeki deri depolarından biri.
- Suçlama
19 Kasım 1971’de Lütfi er-Rahman olarak adlandırılan kişinin Sakta Gat bölgesinden alinip Dalm Oteli’ne götürülerek işkence yapılması
3.Suçlama
Aynı yıl 22-23 kasımda Cihangir el-Şadri olarak adlandırılan kişinin Codmptila bölgesinden alınıp işkencenin merkezi olan Dalm Oteli’ne götürülmesi
4.Suçlama
Selahaddin Han olarak adlandırılan kişinin Damlmorinj’deki evinden alınıp işkence edilmek üzere Dalm Oteli’ne götürülmesi
5.Suçlama
Aynı yılın 25 kasımında Abdulcebbar olarak adlandırılan kişiye işkence edilip ateş açılması
6.Suçlama
Chittagong şehrinde Harun Reşid olarak adlandırılan çay satıcısının kaçırılıp işkence edilmek üzere Dalm Oteli’ne götürülmesi.
7.Suçlama
Mir Kasım Ali’nin örgütlediği Sayilari 7 veya 8 kişiyi bulan gencin Senallah Şadrevi ve bir başka genci Damlmirinj’den kaçırıp işkence etmek üzere Dalm Oteli’ne götürmesi.
8.Suçlama
29 kasım gecesi Nur’ul Kudüs ve 4 diğer kişinin Dalm Oteli’nde işkence görmesi.
9.Suçlama
29 kasım gecesi Seyyit Ümran ve 6 kişinin kaçırıldıktan sonra Dalm Oteli’nde işkence görmesi
10.Suçlama
Mir Kasım’ın direkt emriyle Muhammed Zekeriya olarak adlandırılan adamın ve beraberindeki 4 kişinin kaçırılıp işkence görmeleri.
11.Suçlama
Ceşmittin olarak adlandırılan kişinin ve beraberindeki 6 kişinin kaçırılıp işkence görmeleri
12.Suçlama
Cihangir Şadrevi olarak adlandırılan kişinin ve beraberindeki 2 kişinin kaçırılması
13.Suçlama
Snell Kanti olarak adlandırılan kişinin kaçırılıp işkence görmesi
14.Suçlama
Nasrudsun Şevdi olarak adlandırılan kişinin kaçırılıp işkence edilmesi
Cemaati İslamî’nin Konumu ve Durumu
Cemaati İslamî’nin Lideri Şeyh Mahmud adına yaptığı açıklamada:
– Bangladeş Yerel Ceza Mahkemesi’nin verdiği Cemaati İslamî’nin üyeerinden biri olan iş adamı Mir Kasım Ali’ye verilen idam hükmünü şiddetle kınadığını.
-Bangladeş’in Pakistan’dan ayrıldığı Bağımsızlık Savaşı sırasında Kasım Ali’nin insanlık ve savaş suçu işlediğine dair yöneltilen suçlamaların haksız suçlamalar olduğunu.
-Bu adil olmayan ,haksız ,zalimce kararları protesto etmek üzere gelecek perşembe sabah 06:00’dan ertesi sabah 06:00’a kadar sürecek olan ülke genelinde yapılacak olan protesto gösterilerinin yapılacağını bildirdi ve şunları ekledi.
-Bu zalim,faşist ,otoriter ve diktatör hükümet , Cemaati İslami’nin liderlerine karşı uydurma iddialarını yükseltiyor.
-Savcının sunduğu belgelerde Muti Abdurrahman Nizami ve Mir Kasım Ali’nin ismi yoktur. Bundan ziyade Mir Kasım Ali,belgelerde ismi geçen ; suçun islendiği zaman dilimlerinde ve iddia edilen yerlerde hiç bulunmadı.Açıkçası Mir Kasım Ali, o vakitlerde başkent Dakka’da kalıyordu ; suçların işlendiği Chittagong şehrinde değil. Mir Kasım Ali Dakka’da kaldığını ispat etti ama hükümet bunu kabul etmeyip çıkarılan sarı sayfalarda buna yer verdi ve idamına karar verdi.
Afrika
Türkiye: Süleymaniye Camii
![](https://muslimconditions.org/wp-content/uploads/2014/12/suleymaniye-2.jpg)
Süleymaniye Camii, I. Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında İstanbul’da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir.
Mimar Sinan’ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, medrese, kütüphane, hastane, hamam, imaret, hazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilmiştir.
Evliya Çelebi, Süleymaniye Külliyesinin Belgrad, Malta ve Rodos Seferlerinden elde edilen gelirle yapıldığını söyler. Yapımına başlanmadan önce çok büyük bir külliye olması sebebiyle bakımlarının ve günlük işlerdeki giderlerinin karşılanması için vakfiye hazırlanmıştır. Aynı zamanda inşaat aşamasında çalışacak yüzlerce kişi de inşaat başlamadan evvel ayarlanmıştır. Normal zamanlarda 700 kişinin burada çalıştığı söylenmektedir. Yaz vakitlerinde bu sayı 1000e çıkmakla birlikte bazen hava koşullarından ötürü hiç inşaat faaliyeti olmamıştır. Caminin açılışı Kanuni Sultan Süleyman’ın isteğiyle Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.
II. Mehmet’in İstanbulu fethi ile İstanbul’da Osmanlı mimarisi boy göstermeye başlamıştır. Her padişah kendi iktidar dönemini hatırlatacak bir yapı bırakan geleneğin sürdürücüsü olmuştur. Bunların ilki II.Mehmet(Fatih Sultan Mehmet) ‘in yaptırdığı Fatih Külliyesi, ardınan II.Beyazıt’ı yansıtan Beyazıt Külliyesi ve daha sonra da Süleymaniye Külliyesi gelir.
Süleymaniye Camiin planı avlu ve asıl caminin olduğu iki kareden oluşan bir dikdörtgen şeklindedir. Avlunun zemini mermer döşelidir. En önemli süslemelerden biri çinilerdir. Üzerinde ayetlerin yer aldığı çiniler ünlü hattat Karahisarlı Ahmet’in eseridir.
Caminin dört köşesinde dört minare yer alır. Bu Kanuni’nin fetihten sonraki dördüncü padişah olduğunu yansıtır. Caminin en önemli özelliklerinden biri de akustiktir. Büyük kubbenin bir yanında duyulan hafif bir ses Caminin her yerinden duyulur.Mimar Sinan bunu her kubbeyi çift yaparak ve ana kubbeye 64 küp yerleştirerek sağlamıştır. Aynı zamanda camide hava akımını ve temizliğini sağlayan özel bir sistem mevcuttur.